EEG ve EMG
EEG (Elektroensefalografi) ve EMG (Elektromiyografi), sinir sistemi ve kas aktivitesini değerlendiren iki önemli nörofizyolojik testtir. Bu testler, beyin ve kasların elektriksel aktivitesini ölçerek, çeşitli nörolojik ve kas hastalıklarının tanısında önemli bir rol oynar. EEG, beyin dalgalarını kaydederken, EMG kasların elektriksel aktivitesini inceler. Her iki test de invaziv olmayan yöntemler olup, genellikle nörolojik bozuklukların teşhisinde kullanılır. EEG ve EMG, klinik uygulamalarda sıkça başvurulan testlerdir ve hastaların yaşam kalitesini artırmak için doğru tanı ve tedavi süreçlerinde kritik bir rol oynar.
EEG, beyin dalgalarının kaydedilmesi amacıyla kullanılan bir testtir. Beyin, elektriksel sinyallerle çalışan bir organdır ve bu sinyaller, EEG cihazı yardımıyla ölçülerek analiz edilir. EEG, epilepsi, beyin tümörleri, uyku bozuklukları ve diğer nörolojik hastalıkların teşhisinde yaygın olarak kullanılır. Beynin farklı bölgelerindeki elektriksel aktiviteyi kaydederek, doktorların beyin fonksiyonlarını değerlendirmesine olanak tanır. EEG, genellikle kafa derisine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla yapılır ve işlem sırasında hastalar herhangi bir acı hissetmezler.
EMG ise kasların elektriksel aktivitesini ölçen bir testtir. Kaslar, sinirler aracılığıyla elektriksel uyarılar alarak kasılırlar ve bu elektriksel aktivite EMG cihazı ile kaydedilir. EMG, kas hastalıkları, sinir hasarları ve nöromüsküler bozuklukların teşhisinde kullanılır. EMG testi sırasında, kaslara ince iğneler yerleştirilir ve bu iğneler kasların elektriksel aktivitesini ölçer. EMG, özellikle kas güçsüzlüğü, kas spazmları ve sinir hasarları gibi sorunların değerlendirilmesinde önemli bir rol oynar.
EEG Nedir?
EEG (Elektroensefalografi), beynin elektriksel aktivitesini kaydeden bir testtir. Beyin, sinir hücreleri aracılığıyla sürekli olarak elektriksel sinyaller üretir ve bu sinyaller, EEG cihazı yardımıyla ölçülerek analiz edilir. EEG, beyin dalgalarını kaydederek, doktorların beyin fonksiyonlarını değerlendirmesine olanak tanır. Bu test, özellikle epilepsi, beyin tümörleri, uyku bozuklukları ve diğer nörolojik hastalıkların teşhisinde sıkça kullanılır. EEG, invaziv olmayan bir testtir ve genellikle kafa derisine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla yapılır.
EEG testi sırasında, hastanın kafa derisine küçük elektrotlar yerleştirilir. Bu elektrotlar, beynin farklı bölgelerindeki elektriksel aktiviteyi kaydeder. EEG testi genellikle 20 ila 40 dakika sürer ve hastalar işlem sırasında herhangi bir acı hissetmezler. EEG, beyin dalgalarının anormal olup olmadığını belirlemek için kullanılır ve bu sayede epilepsi gibi nörolojik hastalıkların teşhisinde önemli bir rol oynar. Ayrıca, EEG, beyin fonksiyonlarını değerlendirmek için uyku çalışmaları ve beyin hasarı olan hastalarda da kullanılabilir.
EMG Nedir?
EMG (Elektromiyografi), kasların elektriksel aktivitesini ölçen bir testtir. Kaslar, sinirler aracılığıyla elektriksel uyarılar alarak kasılırlar ve bu elektriksel aktivite EMG cihazı ile kaydedilir. EMG, kas hastalıkları, sinir hasarları ve nöromüsküler bozuklukların teşhisinde kullanılır. EMG testi sırasında, kaslara ince iğneler yerleştirilir ve bu iğneler kasların elektriksel aktivitesini ölçer. EMG, özellikle kas güçsüzlüğü, kas spazmları ve sinir hasarları gibi sorunların değerlendirilmesinde önemli bir rol oynar.
EMG testi, genellikle iki aşamadan oluşur: yüzeyel EMG ve iğne EMG. Yüzeyel EMG, cilde yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla kasların elektriksel aktivitesini ölçerken, iğne EMG kasların içine yerleştirilen ince iğnelerle yapılır. İğne EMG, kasların daha derin elektriksel aktivitesini ölçmek için kullanılır ve bu test sırasında hastalar hafif bir rahatsızlık hissedebilirler. EMG, sinir ve kas hastalıklarının tanısında önemli bir rol oynar ve doktorların hastaların kas fonksiyonlarını değerlendirmesine yardımcı olur.
EEG ve EMG Arasındaki Farklar
EEG ve EMG, her ikisi de elektriksel aktiviteyi ölçen testlerdir, ancak farklı amaçlar için kullanılırlar. EEG, beynin elektriksel aktivitesini ölçerken, EMG kasların elektriksel aktivitesini ölçer. EEG, epilepsi, beyin tümörleri, uyku bozuklukları ve diğer nörolojik hastalıkların teşhisinde kullanılırken, EMG kas hastalıkları, sinir hasarları ve nöromüsküler bozuklukların teşhisinde kullanılır. EEG, kafa derisine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla yapılırken, EMG kaslara yerleştirilen ince iğnelerle yapılır.
EEG ve EMG arasındaki bir diğer fark, testlerin yapılış şeklidir. EEG, genellikle invaziv olmayan bir testtir ve hastalar işlem sırasında herhangi bir acı hissetmezler. EMG ise iğne EMG sırasında hafif bir rahatsızlık yaratabilir, çünkü kaslara ince iğneler yerleştirilir. Her iki test de sinir sistemi ve kasların fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılır ve nörolojik hastalıkların tanısında önemli bir rol oynar.
EEG Hangi Durumlarda Kullanılır?
EEG, beynin elektriksel aktivitesini ölçmek için kullanıldığından, çeşitli nörolojik hastalıkların teşhisinde önemli bir rol oynar. EEG, özellikle epilepsi teşhisinde yaygın olarak kullanılır. Epilepsi, beyinde anormal elektriksel aktiviteye yol açan bir nörolojik hastalıktır ve EEG, bu anormal beyin dalgalarını kaydederek epilepsi tanısını doğrular. Ayrıca, EEG, beyin tümörleri, beyin hasarı, uyku bozuklukları ve diğer nörolojik hastalıkların teşhisinde de kullanılır.
EEG, uyku çalışmaları sırasında da kullanılabilir. Uyku apnesi gibi uyku bozukluklarının teşhisinde EEG, beyin dalgalarını kaydederek uyku evrelerini ve uyku sırasında meydana gelen anormal aktiviteleri değerlendirir. Ayrıca, EEG, beyin hasarı olan hastalarda beyin fonksiyonlarını değerlendirmek için de kullanılabilir. Özellikle travmatik beyin hasarı veya beyin cerrahisi geçiren hastalarda, EEG beyin aktivitesini izlemek için önemli bir testtir.
EMG Hangi Durumlarda Kullanılır?
EMG, kasların elektriksel aktivitesini ölçtüğü için kas ve sinir hastalıklarının teşhisinde kullanılır. EMG, kas güçsüzlüğü, kas spazmları, sinir hasarları ve nöromüsküler bozuklukların değerlendirilmesinde önemli bir rol oynar. Özellikle sinir sıkışması, sinir hasarı ve kas distrofisi gibi durumların teşhisinde EMG testi yaygın olarak kullanılır. EMG, sinirlerin kaslara ilettiği elektriksel sinyalleri ölçerek, sinir ve kasların fonksiyonlarını değerlendirir.
EMG, sinir iletim çalışmaları ile birlikte yapılabilir. Sinir iletim çalışmaları, sinirlerin elektriksel sinyalleri ne kadar hızlı ilettiğini ölçer ve sinir hasarlarını değerlendirmek için kullanılır. EMG ve sinir iletim çalışmaları, sinir sıkışması, karpal tünel sendromu, sinir yaralanmaları ve diğer nörolojik bozuklukların teşhisinde birlikte kullanılır. EMG, sinir ve kas hastalıklarının tanısında önemli bir rol oynar ve doktorların hastaların kas fonksiyonlarını değerlendirmesine yardımcı olur.
EEG ve EMG Testleri Nasıl Yapılır?
EEG testi, genellikle kafa derisine yerleştirilen küçük elektrotlar aracılığıyla yapılır. Bu elektrotlar, beynin farklı bölgelerindeki elektriksel aktiviteyi kaydeder. EEG testi sırasında, hastalar rahat bir şekilde oturur veya yatar ve test genellikle 20 ila 40 dakika sürer. EEG testi sırasında hastalar herhangi bir acı hissetmezler ve test tamamen invaziv olmayan bir yöntemdir. EEG testi, beyin dalgalarının anormal olup olmadığını belirlemek için kullanılır ve bu sayede epilepsi gibi nörolojik hastalıkların teşhisinde önemli bir rol oynar.
EMG testi ise kaslara ince iğneler yerleştirilerek yapılır. Bu iğneler, kasların elektriksel aktivitesini ölçer ve kasların fonksiyonlarını değerlendirir. EMG testi sırasında hastalar hafif bir rahatsızlık hissedebilirler, ancak bu rahatsızlık genellikle kısa sürelidir. EMG testi genellikle 30 ila 60 dakika sürer ve kas hastalıkları, sinir hasarları ve nöromüsküler bozuklukların teşhisinde kullanılır. EMG testi, sinir iletim çalışmaları ile birlikte yapılabilir ve sinirlerin elektriksel sinyalleri ne kadar hızlı ilettiğini ölçerek sinir hasarlarını değerlendirmek için kullanılır.
EEG ve EMG Sonuçları Nasıl Yorumlanır?
EEG ve EMG testlerinin sonuçları, doktorlar tarafından analiz edilerek yorumlanır. EEG sonuçları, beyin dalgalarının normal veya anormal olup olmadığını belirlemek için kullanılır. EEG, beyin dalgalarının anormal aktivitelerini kaydederek epilepsi, beyin tümörleri, beyin hasarı ve diğer nörolojik hastalıkların teşhisinde önemli bir rol oynar. EEG sonuçları, beyin dalgalarının frekansına ve amplitüdüne göre değerlendirilir ve doktorlar bu sonuçları hastanın semptomları ile birlikte analiz ederler.
EMG sonuçları ise kasların elektriksel aktivitesini değerlendirir. EMG, kasların normal veya anormal elektriksel aktivitelerini kaydederek kas hastalıkları, sinir hasarları ve nöromüsküler bozuklukların teşhisinde kullanılır. EMG sonuçları, kasların elektriksel aktivitesinin normal olup olmadığını belirlemek için analiz edilir ve doktorlar bu sonuçları hastanın semptomları ile birlikte değerlendirirler. EMG, sinir iletim çalışmaları ile birlikte yapıldığında, sinirlerin elektriksel sinyalleri ne kadar hızlı ilettiğini de değerlendirebilir.
EEG ve EMG Testlerinin Yan Etkileri Var mı?
EEG ve EMG testleri genellikle güvenli ve yan etkisiz testlerdir. EEG testi sırasında hastalar herhangi bir acı hissetmezler ve test tamamen invaziv olmayan bir yöntemdir. EEG testi sonrasında hastalar normal aktivitelerine hemen dönebilirler ve testin herhangi bir yan etkisi yoktur. EEG, beyin dalgalarını kaydederek nörolojik hastalıkların teşhisinde önemli bir rol oynar ve güvenli bir test olarak kabul edilir.
EMG testi sırasında ise hastalar hafif bir rahatsızlık hissedebilirler, çünkü kaslara ince iğneler yerleştirilir. Ancak, bu rahatsızlık genellikle kısa sürelidir ve test sonrasında hastalar normal aktivitelerine dönebilirler. EMG testi sonrasında kaslarda hafif bir ağrı veya morarma olabilir, ancak bu yan etkiler genellikle hafiftir ve kısa sürede geçer. EMG, kas hastalıkları ve sinir hasarlarının teşhisinde önemli bir rol oynar ve genellikle güvenli bir test olarak kabul edilir.
EEG ve EMG Testlerinin Önemi
EEG ve EMG, nörolojik ve kas hastalıklarının teşhisinde önemli bir rol oynayan testlerdir. EEG, beynin elektriksel aktivitesini ölçerek epilepsi, beyin tümörleri, beyin hasarı ve uyku bozuklukları gibi nörolojik hastalıkların teşhisinde kullanılır. EMG ise kasların elektriksel aktivitesini ölçerek kas hastalıkları, sinir hasarları ve nöromüsküler bozuklukların teşhisinde kullanılır. Her iki test de doktorların hastaların sinir sistemi ve kas fonksiyonlarını değerlendirmesine yardımcı olur ve doğru tanı ve tedavi süreçlerinde kritik bir rol oynar.
EEG ve EMG, invaziv olmayan veya minimal invaziv testlerdir ve genellikle güvenli kabul edilirler. EEG ve EMG testleri, nörolojik ve kas hastalıklarının teşhisinde önemli bir rol oynar ve hastaların yaşam kalitesini artırmak için doğru tanı ve tedavi süreçlerinde kullanılır. Bu testler, doktorların hastaların beyin ve kas fonksiyonlarını değerlendirmesine yardımcı olur ve nörolojik bozuklukların teşhisinde kritik bir rol oynar.
Sıkça Sorulan Sorular
EEG nedir ve ne için kullanılır?
EEG (Elektroensefalografi), beynin elektriksel aktivitesini ölçen bir testtir. Beyin, sinir hücreleri aracılığıyla sürekli olarak elektriksel sinyaller üretir ve bu sinyaller, EEG cihazı yardımıyla ölçülerek analiz edilir. EEG, epilepsi, beyin tümörleri, uyku bozuklukları ve diğer nörolojik hastalıkların teşhisinde kullanılır. EEG, invaziv olmayan bir testtir ve genellikle kafa derisine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla yapılır. Bu test, beyin dalgalarının anormal olup olmadığını belirlemek için kullanılır ve bu sayede epilepsi gibi nörolojik hastalıkların teşhisinde önemli bir rol oynar.
EMG nedir ve ne için kullanılır?
EMG (Elektromiyografi), kasların elektriksel aktivitesini ölçen bir testtir. Kaslar, sinirler aracılığıyla elektriksel uyarılar alarak kasılırlar ve bu elektriksel aktivite EMG cihazı ile kaydedilir. EMG, kas hastalıkları, sinir hasarları ve nöromüsküler bozuklukların teşhisinde kullanılır. EMG testi sırasında, kaslara ince iğneler yerleştirilir ve bu iğneler kasların elektriksel aktivitesini ölçer. EMG, özellikle kas güçsüzlüğü, kas spazmları ve sinir hasarları gibi sorunların değerlendirilmesinde önemli bir rol oynar.
EEG testi nasıl yapılır?
EEG testi, genellikle kafa derisine yerleştirilen küçük elektrotlar aracılığıyla yapılır. Bu elektrotlar, beynin farklı bölgelerindeki elektriksel aktiviteyi kaydeder. EEG testi sırasında, hastalar rahat bir şekilde oturur veya yatar ve test genellikle 20 ila 40 dakika sürer. EEG testi sırasında hastalar herhangi bir acı hissetmezler ve test tamamen invaziv olmayan bir yöntemdir. EEG, beyin dalgalarının anormal olup olmadığını belirlemek için kullanılır ve bu sayede epilepsi gibi nörolojik hastalıkların teşhisinde önemli bir rol oynar.
EMG testi nasıl yapılır?
EMG testi, kaslara ince iğneler yerleştirilerek yapılır. Bu iğneler, kasların elektriksel aktivitesini ölçer ve kasların fonksiyonlarını değerlendirir. EMG testi sırasında hastalar hafif bir rahatsızlık hissedebilirler, ancak bu rahatsızlık genellikle kısa sürelidir. EMG testi genellikle 30 ila 60 dakika sürer ve kas hastalıkları, sinir hasarları ve nöromüsküler bozuklukların teşhisinde kullanılır. EMG testi, sinir iletim çalışmaları ile birlikte yapılabilir ve sinirlerin elektriksel sinyalleri ne kadar hızlı ilettiğini ölçerek sinir hasarlarını değerlendirmek için kullanılır.
EEG ve EMG arasındaki fark nedir?
EEG ve EMG, her ikisi de elektriksel aktiviteyi ölçen testlerdir, ancak farklı amaçlar için kullanılırlar. EEG, beynin elektriksel aktivitesini ölçerken, EMG kasların elektriksel aktivitesini ölçer. EEG, epilepsi, beyin tümörleri, uyku bozuklukları ve diğer nörolojik hastalıkların teşhisinde kullanılırken, EMG kas hastalıkları, sinir hasarları ve nöromüsküler bozuklukların teşhisinde kullanılır. EEG, kafa derisine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla yapılırken, EMG kaslara yerleştirilen ince iğnelerle yapılır.
EEG ve EMG testleri güvenli midir?
Evet, EEG ve EMG testleri genellikle güvenli ve yan etkisiz testlerdir. EEG testi sırasında hastalar herhangi bir acı hissetmezler ve test tamamen invaziv olmayan bir yöntemdir. EEG testi sonrasında hastalar normal aktivitelerine hemen dönebilirler ve testin herhangi bir yan etkisi yoktur. EMG testi sırasında ise hastalar hafif bir rahatsızlık hissedebilirler, çünkü kaslara ince iğneler yerleştirilir. Ancak, bu rahatsızlık genellikle kısa sürelidir ve test sonrasında hastalar normal aktivitelerine dönebilirler.
EEG ve EMG testlerinin yan etkileri var mı?
EEG testi genellikle yan etkisiz bir testtir ve hastalar işlem sırasında herhangi bir acı hissetmezler. EEG testi sonrasında hastalar normal aktivitelerine hemen dönebilirler. EMG testi sırasında ise kaslara ince iğneler yerleştirildiği için hastalar hafif bir rahatsızlık hissedebilirler. EMG testi sonrasında kaslarda hafif bir ağrı veya morarma olabilir, ancak bu yan etkiler genellikle hafiftir ve kısa sürede geçer.
Detaylı bilgi ve randevu için biz sizi arayalım.
İlgili Makaleler
Ameliyatsız Migren Tedavisi
Ameliyatsız migren tedavisi, cerrahi müdahale gerektirmeyen, daha az invaziv ve genellikle daha güvenli olan tedavi yöntemlerini ifade eder.
Devamını OkuEEG ve EMG
EEG ve EMG, klinik uygulamalarda sıkça başvurulan testlerdir ve hastaların yaşam kalitesini artırmak için doğru tanı ve tedavi süreçlerinde kritik bir rol oynar.
Devamını OkuUyku Bozuklukları
Uyku insan yaşamının 3 te birini kapsayan fizyolojik bir ihtiyaçtır. Uyku bozuklukları, birçok psikolojik veya nörolojik rahatsızlıklara bağlı ortaya çıkabileceği gibi, sadece uyku bozukluğu olarak da görülebilir
Devamını OkuPeriferik ve Santral Sinir Sistemi Hastalıkları
Santral sinir sistemi, diğer adıyla merkezi sinir sistemi beyin ve omurilikten, ayrıca bunlarla bağlantılı olan sinirlerden meydana gelmiştir. Çevresel sinir sisteminden duyusal impulsları alır, buna yanıtı kontrol eder. Santral sistem vücuttaki kontrol ağı gibidir. Bu sistemden etkilenen faaliyetler ise, kas kontrolü, nefes alıp verme, görme ve bellektir. Bu önemli bölümdeki hasarda ya da bir hastalığın bu alanı etkilemesi sonucunda ciddi sağlık sorunları yaşanabilir. Beyinde anormal elektriksel aktivite sonucunda epilepsi yani sara hastalığı, otoimmün hastalıktan oluşan multipl skleroz MS, dopamin eksikliği nedeniyle parkinson hastalığı oluşabilir. Bunlar gibi santral sinir sistemindeki bozukluklardan kaynaklanan çeşitli rahatsızlıklar bulunmaktadır
Devamını OkuParkinson Hastalığı
Parkinson hastalığı kademeli olarak ilerleyen (progresif) bir hastalık türü olup ve yol açtığı el, kol, bacak, çene ve yüzün titremesi gibi belirtiler zaman geçtikçe kötüleşir. Hastalık ilerledikçe kişi yürüme, konuşma zorluğu yaşayabilir ve günlük basit ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayacak duruma gelebilir.
Devamını OkuNöropatik Ağrılar
Nöropatik ağrılar doku ağrılarından farklı olarak, sinir sisteminin herhangi bir yerindeki hasardan ya da hastalıktan kaynaklanan ağrılardır. Dolayısıyla yanlış alarm çalıyor, bir yerinizi jilet kesmiyor ama kesiyormuş gibi bir acı duyuyorsunuz. Ya da yanıyor gibi olduğunu söylerler mesela şeker hastaları ayaklarının altının yandığını söylerler. Nöropatik ağrı, insanları hayattan kopartmasına rağmen doğru tedavi edildiği taktirde kurtulmanın da mümkün olduğu bir ağrıdır
Devamını OkuMultipl Skleroz ve benzeri hastalıklar
Halk arasında MS hastalığıolarak bilinen Multiple Skleroz;hareket aksaklığı, kaslarda güçsüzlük, kısmi felç, dengesizlik, konuşma ve görme bozuklukları gibi çeşitli belirtilerle ortaya çıkabiliyor. Ataklar halinde görülen MS, erkeklere oranla kadınlarda 2 kat daha fazla görülüyor.
Devamını OkuMigren Tedavisi
Bazı migrenlerin önlenmesine ve daha az ağrılı hale gelmesine, ilaçlar yardımcı olabilir. Migrenin tedavisinde etkili olan başka yöntemler de bulunmaktadır.
Devamını OkuMigren Nedir?
Bir migren, genellikle başın bir tarafında şiddetli zonklama ağrılarına veya nabız atma hissine neden olabilir. Genellikle bulantı, kusma ve ışığa/ sese aşırı hassasiyet eşlik eder. Migren atakları saatlerce hatta günlerce sürebilir ve ağrı o kadar şiddetli olabilir ki günlük aktivitelerinize engel olabilir.
Devamını OkuFelç Nedir?
Felç, vücudunuzun bir kısmında kas fonksiyon kaybıdır. Kısmi veya tam ve geçici veya kalıcı olabilir. Felç, vücudunuzun herhangi bir bölümünü, hayatınızdaki herhangi bir zamanda etkileyebilir. Bunu yaşarsanız, etkilenen bölgelerde muhtemelen ağrı hissetmezsiniz.
Devamını OkuKas Hastalıkları
Hemen hemen her yaş grubunda görülebilen kas hastalıkları (miyopatiler), günlük yaşamın büyük oranda kısıtlayan ve hızla ilerleyen hastalıkların başında gelmektedir. Doğru ve erken teşhisin oldukça önemli olduğu kas hastalığında genetik etkenler büyük bir rol oynamaktadır. Genellikle ailesinde kas hastalığı bulunan kişilerde rastlanılan bu hastalık 2-3 kuşak ilerisinde de gözlemlenebilir. Kesin tedavisi bulunamayan kas hastalığı, fizyoterapi ve rehabilitasyon ile hastanın kaslarının kuvvetlendirilmesi ve düzeltilmesi sağlanmaktadır. Kas hastalığı doğuştan meydana gelebileceği gibi çocukluk, ergenlik ve yaşlılık dönemlerinde de meydana gelebilen bir rahatsızlıktır. Hasta merdiven çıkarken, yürürken ve oturduktan sonra kalkarken güçlük çeker. Zamanla günlük hayatını büyük oranda kısıtlayan kas hastalığı, toplumda oldukça yaygın olarak görülen bir hastalıktır. Hastalığın ilerleyen zamanlarında kaslarda zaafa yol açarak kasların güçsüzleşmesine neden olmaktadır. Kas hücrelerinin yapı ve işleyişlerindeki bozukluklar nedeniyle meydana gelen bu hastalık aynı zamanda kas ve sinir hastalıkları olarak da adlandırılmaktadır
Devamını OkuBaş Dönmesi (Vertigo)
Vertigo baş dönmesi, sersemleme gibi etkilerde kullanılan nöroloji alanında sıkça karşılaşılan şikayetler arasında yer alır. Vertigo baş dönmesi başlı başına bir hastalık değil, sadece bir hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkar. İnsanların nöroloji polikliniklerine gitme nedenlerinin arasında en fazla bu sorun bulunur. Baş dönmesi, sersemlik, başın sallanması, dengesizlik gibi yakınmalar insanları huzursuz eder.
Devamını OkuDemans (Alzheimer ve Diğerleri)
Yaşın ilerlemesi ile başlayan santral sinir sistemi ve diğer organlarda bazı fonksiyonların azalması fizyolojik ve sosyal yaşamı bozmayan bir durumdur. Demans ya da yaygın adıyla bunama ise kişinin bilişsel işlevlerinde, daha önce edindiği işlev düzeyine göre kötüleşme ile giden bir klinik sendromdur.Buna ilaveten davranış bozuklukları, sosyal ve mesleki aktivitelerde bozulma gözlenir.
Devamını OkuElektroensefalografi (EEG)
Elektroensefalografi tanımın kısaltması EEG’dir. Bu işlem insan beyninin elektriksel etkinliklerinin değerlendirilmesi amacı ile yapılır. Beyin dokularında bulunan sinir hücrelerin ile alakalı elektriksel sinyaller kafada bulunan saç kaplı deriye iletilmektedir. İletilen bu sinyaller kafa bölgesine yerleştirilecek olan elektrotlar yardımı ile bilgisayara aktarılır. İletilen tüm sinyaller alanında eğitim almış ve tecrübeli olan Nöroloji uzmanı hekimleri tarafından detaylı bir şekilde değerlendirilir. Elektroensefalografi sıklıklar aşağıdaki durumlarda gerçekleştirilir
Devamını OkuBeyin Damar Hastalıkları
Beyin damarlarının çeşitli patolojik durumlar nedeni ile daralması, tıkanması veya yırtılarak kanın damar dışına çıkması sonucu oluşan durumlardır. Serebrovasküler hastalık, stroke, inme gibi terimlerde aynı anlamda kullanılır. Beyin damarlarının daralma ve tıkanması ile oluşan duruma iskemik beyin damar hastalığı, damarın yırtılarak kanın beyin içinde yayılmasına beyin kanaması denmektedir
Devamını OkuElektromiyografi (EMG)
Kaslar, onları kontrol eden sinirler, duyusal (his) ve otonom sinir liflerinin işlevlerini test eden bir tanı yöntemidir. Sinir iletim incelemelerinde sinirler düşük akım şiddetinde (1-100 mA) elektrik ile uyarılır, yüzeysel kayıt elektrotları ile cevaplar kaydedilir. İğne EMG’sinde kaslar özel olarak üretilmiş steril (arınık) EMG elektrotları aracılığıyla incelenir. EMG incelemesi, duyusal, otonom ve motor sinir lifleri, sinir-kas bileşkesi ve kas işlevleri bozukluklarının tanısında yardımcı bir yöntemdir.
Devamını OkuEpilepsi (Sara)
Epilepsi, (sara) hastalığı olarak ta adlandırılır. Beyindeki sinir hücrelerinin zaman zaman anormal elektrikli deşarjları sonucu ortaya çıkan nörolojik bir bozukluktur. Beynin normal de çalışması ile elektriğin aşırı kontrolsüz yayılımı sonucu oluşur ve geçici bilinç kayına neden olur. Deşarjların ortaya çıktığı bölge neresi ise o bölgenin görevine dair belirtiler ortaya çıkar.
Devamını OkuBeyin ve Omurilik Tümörleri ve İltihaplanmaları
Beyin ve omurilik tümörleri beyin veya omurilikte kontrolden çıkmış anormal hücrelerin kitleleridir. Vücudun neredeyse herhangi bir bölgesindeki hücreler kansere dönüşebilir ve vücudun diğer alanlarına yayılabilir.
Devamını Oku