Gelişimsel Kalça Displazisi
Gelişimsel kalça displazisi (GKD), kalça ekleminin normal gelişimini tamamlayamaması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bu hastalık, doğumdan itibaren kalça ekleminin topu ve yuvası arasındaki uyumsuzluk nedeniyle gelişir. Kalça eklemi, uyluk kemiğinin başı (femur başı) ile leğen kemiğinin yuvası (asetabulum) arasında yer alır. Gelişimsel kalça displazisinde, bu iki yapı tam olarak örtüşmez ve eklemde dengesizlik meydana gelir. Bu durum, eklemde instabiliteye (gevşeklik) ve zamanla eklemde hasara yol açabilir. GKD, bebeklerde ve çocuklarda sık görülen bir ortopedik problemdir ve erken teşhis edilmezse ilerleyen yaşlarda kalıcı eklem sorunlarına neden olabilir.
Gelişimsel kalça displazisi, doğumdan hemen sonra tespit edilebileceği gibi, bazen çocukluk döneminde veya hatta yetişkinlikte de fark edilebilir. Bu durum, kalça ekleminin düzgün gelişmemesi nedeniyle ortaya çıkar ve genellikle kalça eklemi yuvasının sığ olması veya femur başının yuva içinde tam oturmamasıyla karakterizedir. Kalça eklemi, vücudun en büyük eklemlerinden biridir ve düzgün çalışması, yürüyüş ve hareket kabiliyeti için son derece önemlidir. GKD, tedavi edilmediği takdirde, kalça ekleminde erken yaşta dejeneratif değişikliklere ve hatta kalça çıkığına neden olabilir. Bu nedenle, erken teşhis ve tedavi, hastalığın ilerlemesini önlemek ve kalıcı eklem hasarını engellemek açısından kritik öneme sahiptir.
Gelişimsel Kalça Displazisinin Nedenleri
Gelişimsel kalça displazisinin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu bu durumun gelişiminde rol oynar. GKD, genellikle ailede kalça displazisi öyküsü olan kişilerde daha sık görülür, bu da genetik yatkınlığın önemli bir faktör olduğunu düşündürmektedir. Ayrıca, doğum sırasında bebeğin pozisyonu, annenin hamilelik sırasında geçirdiği bazı sağlık sorunları ve bebeğin doğum ağırlığı gibi çevresel faktörler de GKD riskini artırabilir. İşte gelişimsel kalça displazisinin başlıca nedenleri:
Genetik Yatkınlık: Ailede kalça displazisi öyküsü olan kişilerde, bu durumun gelişme riski daha yüksektir. Genetik faktörler, kalça ekleminin nasıl geliştiğini etkileyebilir ve bazı bireylerde kalça displazisine yatkınlık yaratabilir. Özellikle birinci derece akrabalarında kalça displazisi olan bebeklerde bu risk daha yüksektir.
Doğum Pozisyonu: Bebeklerin doğum sırasında rahimdeki pozisyonu, kalça displazisi riskini etkileyebilir. Özellikle makat geliş (bebeğin başı yerine ayaklarının önde olduğu doğum pozisyonu), kalça ekleminde baskıya neden olabilir ve bu durum, kalça displazisi riskini artırabilir. Makat geliş doğum, GKD için bilinen bir risk faktörüdür.
Cinsiyet: Gelişimsel kalça displazisi, kız bebeklerde erkek bebeklere göre daha sık görülür. Bu durum, hormonal faktörlerin kalça ekleminin gelişiminde rol oynayabileceğini düşündürmektedir. Özellikle östrojen hormonunun, kalça eklemindeki bağ dokularını etkileyerek displazi riskini artırabileceği düşünülmektedir.
Doğum Ağırlığı: Büyük doğum ağırlığına sahip bebeklerde, kalça displazisi riski daha yüksek olabilir. Büyük bebekler, rahim içinde daha az hareket edebilir ve bu durum, kalça ekleminin normal gelişimini etkileyebilir. Ayrıca, doğum sırasında kalça eklemine uygulanan baskı da displazi riskini artırabilir.
İlk Gebelik: İlk gebeliklerde, anne karnındaki alanın daha sınırlı olması nedeniyle bebeklerin hareket kabiliyeti kısıtlanabilir. Bu durum, kalça ekleminin gelişimini etkileyebilir ve GKD riskini artırabilir. İlk gebeliklerde kalça displazisi riski, sonraki gebeliklere göre daha yüksek olabilir.
Çevresel Faktörler: Bebeğin doğum sonrası kundaklanma şekli de kalça displazisi riskini etkileyebilir. Bebeğin bacaklarının sıkı bir şekilde kundaklanması, kalça eklemine baskı yapabilir ve bu durum, kalça displazisi riskini artırabilir. Bu nedenle, bebeklerin bacaklarını serbest bırakacak şekilde kundaklanması önerilir.
Gelişimsel Kalça Displazisinin Belirtileri
Gelişimsel kalça displazisinin belirtileri, hastalığın şiddetine ve çocuğun yaşına bağlı olarak değişebilir. Bebeklerde ve küçük çocuklarda GKD'nin belirtileri genellikle fark edilmeyebilir, ancak bazı durumlarda kalça ekleminde belirgin bir instabilite veya asimetri gözlemlenebilir. GKD'nin erken teşhisi, genellikle rutin bebek muayeneleri sırasında yapılan fiziksel muayenelerle konur. Ancak, bazı durumlarda hastalık ilerleyene kadar fark edilmeyebilir. İşte gelişimsel kalça displazisinin başlıca belirtileri:
Kalça Eklemi Gevşekliği: Bebeklerde kalça eklemi gevşekliği, GKD'nin en yaygın belirtilerinden biridir. Bu gevşeklik, kalça ekleminin tam olarak yerinde durmaması ve femur başının asetabulumdan kolayca çıkabilmesi anlamına gelir. Bu durum, bebeklerde yapılan fiziksel muayenelerde fark edilebilir.
Bacaklarda Asimetri: Gelişimsel kalça displazisi olan bebeklerde, bacak uzunlukları arasında fark olabilir. Bir bacak diğerine göre daha kısa görünebilir. Ayrıca, kalça ve uyluk bölgesinde cilt kıvrımlarında asimetri gözlemlenebilir. Bu asimetri, kalça eklemindeki instabilitenin bir göstergesi olabilir.
Kalça Hareketlerinde Kısıtlılık: GKD olan bebeklerde, kalça ekleminde hareket kısıtlılığı görülebilir. Özellikle bacakların yana doğru açılması zor olabilir. Bu durum, kalça ekleminin tam olarak gelişmemesi ve femur başının asetabulum içinde tam oturmaması nedeniyle ortaya çıkar.
Yürüyüş Bozuklukları: Gelişimsel kalça displazisi, çocukluk döneminde fark edilmezse, yürüyüş bozukluklarına yol açabilir. Çocuklar, topallayarak yürüyebilir veya bir bacağı diğerine göre daha kısa olduğu için dengesiz bir yürüyüş sergileyebilir. Bu durum, kalça eklemindeki instabilitenin bir sonucudur.
Kalça Çıkığı: GKD tedavi edilmediğinde, kalça ekleminde tam çıkık meydana gelebilir. Bu durumda, femur başı asetabulumdan tamamen çıkar ve kalça eklemi işlevini kaybeder. Kalça çıkığı, şiddetli ağrıya ve hareket kısıtlılığına neden olabilir ve cerrahi müdahale gerektirebilir.
Gelişimsel Kalça Displazisinin Teşhisi
Gelişimsel kalça displazisinin teşhisi, genellikle bebeklerin rutin muayeneleri sırasında yapılır. Yenidoğan döneminde yapılan fiziksel muayeneler, GKD'nin erken teşhisi için son derece önemlidir. Bebeklerde kalça ekleminin stabilitesi, doktorlar tarafından özel testlerle değerlendirilir. Bu testler, kalça eklemindeki gevşekliği ve femur başının asetabulumdan çıkıp çıkmadığını kontrol eder. GKD'nin teşhisinde kullanılan başlıca yöntemler şunlardır:
Fiziksel Muayene: Bebeklerde yapılan fiziksel muayeneler, GKD'nin teşhisinde ilk adımdır. Doktorlar, bebeklerin kalça eklemlerini özel testlerle değerlendirirler. Ortolani ve Barlow testleri, kalça eklemindeki instabiliteyi tespit etmek için kullanılan yaygın testlerdir. Bu testlerde, kalça ekleminin yerinde olup olmadığı kontrol edilir.
Ultrasonografi: Bebeklerde kalça ekleminin yapısını değerlendirmek için ultrasonografi sıklıkla kullanılır. Ultrason, kalça ekleminin yapısını ve femur başının asetabulum içindeki pozisyonunu net bir şekilde gösterir. Ultrasonografi, özellikle 6 aydan küçük bebeklerde GKD'nin teşhisinde etkili bir yöntemdir.
Röntgen: Daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde, kalça ekleminin yapısını değerlendirmek için röntgen kullanılabilir. Röntgen, kalça ekleminin kemik yapısını ve femur başının asetabulum içindeki pozisyonunu gösterir. Röntgen, GKD'nin şiddetini belirlemek ve eklemdeki hasarı değerlendirmek için kullanılır.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Gelişimsel kalça displazisinin daha ayrıntılı bir değerlendirmesi gerektiğinde, manyetik rezonans görüntüleme (MR) kullanılabilir. MR, kalça ekleminin yumuşak dokularını ve kemik yapısını detaylı bir şekilde gösterir. Bu yöntem, özellikle cerrahi planlama aşamasında faydalıdır.
Gelişimsel Kalça Displazisinin Tedavi Yöntemleri
Gelişimsel kalça displazisinin tedavisi, hastalığın şiddetine, çocuğun yaşına ve kalça eklemindeki hasarın derecesine bağlı olarak değişir. Tedavinin amacı, kalça ekleminin normal gelişimini sağlamak ve eklemde kalıcı hasarı önlemektir. Erken teşhis edilen GKD vakalarında, tedavi genellikle konservatif yöntemlerle yapılır. Ancak, ileri vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. İşte gelişimsel kalça displazisinin başlıca tedavi yöntemleri:
Pavlik Bandajı: Bebeklerde GKD'nin tedavisinde en yaygın kullanılan yöntemlerden biri Pavlik bandajıdır. Bu bandaj, bebeğin bacaklarını belirli bir pozisyonda tutarak kalça ekleminin düzgün gelişmesini sağlar. Pavlik bandajı, femur başının asetabulum içinde doğru pozisyonda kalmasına yardımcı olur ve eklemde instabiliteyi önler. Bu tedavi yöntemi, genellikle 6 aydan küçük bebeklerde etkilidir.
Ortopedik Atel ve Alçılar: Daha büyük bebeklerde ve çocuklarda, kalça ekleminin stabilitesini sağlamak için ortopedik atel veya alçılar kullanılabilir. Bu cihazlar, kalça eklemini doğru pozisyonda tutarak eklemdeki instabiliteyi düzeltir. Atel veya alçı tedavisi, genellikle Pavlik bandajının etkili olmadığı durumlarda tercih edilir.
Cerrahi Müdahale: Gelişimsel kalça displazisi ileri vakalarda cerrahi müdahale gerektirebilir. Cerrahi tedavi, femur başının asetabulum içine yerleştirilmesi ve kalça ekleminin stabilitesinin sağlanması amacıyla yapılır. Cerrahi müdahale, genellikle kalça çıkığı olan veya konservatif tedavi yöntemlerinin başarısız olduğu çocuklarda uygulanır. Cerrahi tedavi sonrası, kalça ekleminin düzgün iyileşmesi için alçı veya atel kullanılabilir.
Fizik Tedavi: Cerrahi tedavi sonrasında veya konservatif tedavi yöntemleri sırasında, fizik tedavi önemli bir rol oynar. Fizik tedavi, kalça ekleminin hareketliliğini artırmak, kas gücünü korumak ve eklemdeki sertliği azaltmak amacıyla uygulanır. Fizik tedavi programları, hastaların kalça ekleminin normal fonksiyonlarını geri kazanmalarına yardımcı olabilir.
Gelişimsel Kalça Displazisinin Önlenmesi
Gelişimsel kalça displazisini tamamen önlemek mümkün olmasa da, bazı önlemler alınarak bu durumun riskini azaltmak mümkündür. Özellikle bebeklerin doğru pozisyonda kundaklanması ve kalça eklemlerine baskı yapacak hareketlerden kaçınılması, GKD riskini azaltabilir. Ayrıca, bebeklerin düzenli olarak ortopedik muayenelerden geçirilmesi, GKD'nin erken teşhis edilmesine yardımcı olabilir. İşte gelişimsel kalça displazisinin önlenmesi için alınabilecek bazı önlemler:
Doğru Kundaklama: Bebeklerin bacaklarını serbest bırakacak şekilde kundaklanması, kalça ekleminin normal gelişimini destekler. Bacakların sıkı bir şekilde kundaklanması, kalça eklemine baskı yapabilir ve GKD riskini artırabilir. Bu nedenle, bebeklerin bacaklarını serbest bırakacak şekilde kundaklanması önerilir.
Düzenli Ortopedik Muayeneler: Bebeklerin düzenli olarak ortopedik muayenelerden geçirilmesi, GKD'nin erken teşhis edilmesine yardımcı olabilir. Özellikle risk faktörleri taşıyan bebeklerde, kalça ekleminin gelişimi yakından izlenmelidir. Erken teşhis edilen GKD vakalarında, tedavi daha etkili olabilir ve eklemde kalıcı hasar önlenebilir.
Bebek Taşıma Pozisyonları: Bebeklerin taşınma şekli de kalça ekleminin gelişimini etkileyebilir. Bebeklerin bacaklarının serbest olduğu ve kalça eklemine baskı yapmayan taşıma pozisyonları tercih edilmelidir. Özellikle bebek taşıma aparatları kullanılırken, bebeğin bacaklarının doğal bir pozisyonda olmasına dikkat edilmelidir.
Risk Faktörlerinin İzlenmesi: Ailede kalça displazisi öyküsü olan veya makat geliş doğum yapan bebeklerde, GKD riski daha yüksektir. Bu bebeklerin kalça eklemi gelişimi yakından izlenmeli ve gerektiğinde erken müdahale yapılmalıdır.
Sıkça Sorulan Sorular
Gelişimsel kalça displazisi nedir ve nasıl oluşur?
Gelişimsel kalça displazisi (GKD), kalça ekleminin normal gelişimini tamamlayamaması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bu hastalık, kalça ekleminin topu ve yuvası arasındaki uyumsuzluk nedeniyle gelişir. Kalça eklemi, uyluk kemiğinin başı (femur başı) ile leğen kemiğinin yuvası (asetabulum) arasında yer alır. GKD, bu iki yapı tam olarak örtüşmediğinde ve eklemde dengesizlik meydana geldiğinde ortaya çıkar. Genetik faktörler, doğum pozisyonu ve çevresel etkenler bu hastalığın gelişiminde rol oynar.
Gelişimsel kalça displazisinin belirtileri nelerdir?
Gelişimsel kalça displazisinin belirtileri, hastalığın şiddetine ve çocuğun yaşına bağlı olarak değişir. Bebeklerde kalça eklemi gevşekliği, bacaklarda asimetri, kalça hareketlerinde kısıtlılık ve cilt kıvrımlarında asimetri gibi belirtiler görülebilir. Daha büyük çocuklarda ise yürüyüş bozuklukları ve topallama gibi belirtiler ortaya çıkabilir. GKD tedavi edilmediğinde, kalça çıkığına ve kalıcı eklem hasarına yol açabilir.
Gelişimsel kalça displazisi nasıl teşhis edilir?
Gelişimsel kalça displazisinin teşhisi, genellikle bebeklerin rutin muayeneleri sırasında yapılır. Fiziksel muayeneler, kalça ekleminin stabilitesini değerlendirmek için kullanılır. Ortolani ve Barlow testleri, kalça eklemindeki instabiliteyi tespit etmek için yaygın olarak kullanılan testlerdir. Ayrıca, ultrasonografi ve röntgen gibi görüntüleme yöntemleri de GKD'nin teşhisinde kullanılır. Özellikle 6 aydan küçük bebeklerde ultrasonografi, teşhis için etkili bir yöntemdir.
Gelişimsel kalça displazisi nasıl tedavi edilir?
Gelişimsel kalça displazisinin tedavisi, hastalığın şiddetine ve çocuğun yaşına bağlı olarak değişir. Erken teşhis edilen vakalarda, Pavlik bandajı gibi konservatif tedavi yöntemleri kullanılır. Bu bandaj, bebeğin bacaklarını belirli bir pozisyonda tutarak kalça ekleminin düzgün gelişmesini sağlar. İleri vakalarda ise ortopedik atel, alçı veya cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi tedavi, kalça ekleminin stabilitesini sağlamak amacıyla yapılır ve sonrasında fizik tedavi uygulanabilir.
Gelişimsel kalça displazisi tamamen iyileşir mi?
Erken teşhis edilen ve uygun şekilde tedavi edilen gelişimsel kalça displazisi vakaları genellikle tamamen iyileşir. Ancak, tedavi edilmediği takdirde GKD, kalıcı eklem hasarına ve kalça çıkığına yol açabilir. Bu nedenle, erken teşhis ve tedavi, hastalığın ilerlemesini önlemek ve kalıcı hasarı engellemek açısından son derece önemlidir.
Detaylı bilgi ve randevu için biz sizi arayalım.
İlgili Makaleler
Menisküs Yırtıkları
Menisküs yırtıkları, diz ekleminin en sık görülen yaralanmalarından biridir.
Devamını OkuÖn Çapraz Bağ Yırtıkları
Ön çapraz bağ (ACL) yırtıkları, diz eklemini stabilize eden en önemli bağlardan birinin hasar görmesiyle meydana gelen ciddi bir yaralanmadır.
Devamını OkuArka Çapraz Bağ Yırtıkları
Arka çapraz bağ (PCL - Posterior Cruciate Ligament), diz ekleminin stabilitesini sağlayan dört ana bağdan biridir.
Devamını OkuKırık ve Çıkıklar
Kırık ve çıkıklar, iskelet sisteminde meydana gelen en yaygın yaralanmalardan ikisidir. Her iki durum da kemiklerin ve eklemlerin bütünlüğünün bozulmasıyla sonuçlanır ve genellikle travma, düşme, spor kazaları veya trafik kazaları gibi olaylar sonucunda ortaya çıkar.
Devamını OkuOmuz Kas Yırtıkları
Omuz kas yırtıkları, omuz bölgesinde bulunan kasların aşırı zorlanması, travma veya yaşlanma nedeniyle zedelenmesi sonucu meydana gelen ciddi yaralanmalardır.
Devamını OkuKaval Kemiği Ağrıları
Kaval kemiği ağrıları, özellikle koşucular, futbolcular, basketbolcular ve dansçılar gibi sürekli olarak bacaklarını zorlayan kişilerde daha yaygındır.
Devamını OkuParmak ve Organ Kopmaları
Parmak ve organ kopmaları, ciddi travmalar sonucunda meydana gelen ve acil tıbbi müdahale gerektiren durumlardır.
Devamını OkuKas ve Tendon Yaralanmaları
Kas ve tendon yaralanmaları, sporcular, aktif yaşam tarzı süren bireyler ve hatta günlük aktiviteler sırasında herkesin karşılaşabileceği yaygın sorunlardır.
Devamını OkuKemik Kırıkları
Kemik kırıkları, günlük yaşamda çeşitli kazalar, düşmeler veya spor yaralanmaları sonucunda sıkça karşılaşılan ortopedik sorunlardır. Kırıklar, kemik dokusunun bütünlüğünün bozulmasıyla meydana gelir ve bu durum, kemiğin tamamen ya da kısmen ayrılmasına neden olabilir.
Devamını OkuDiz ve Kalçada Kireçlenme Aşınma
Diz ve kalçada kireçlenme ve aşınma, özellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan, eklemlerin zamanla yıpranması ve işlevlerini kaybetmesiyle karakterize edilen yaygın bir sağlık sorunudur.
Devamını OkuDiz ve Kalçada İltihaplı Romatizma
İltihaplı romatizma, vücudun bağışıklık sisteminin eklemlere saldırması sonucu ortaya çıkan kronik bir hastalıktır.
Devamını OkuAvasküler Nekroz
Avasküler nekroz (AVN), kemik dokusunun kan akışının azalması veya tamamen kesilmesi sonucu meydana gelen bir hastalıktır.
Devamını OkuDiz Yaralanmaları
Diz yaralanmaları, sporculardan günlük yaşamda aktif olan bireylere kadar geniş bir kitleyi etkileyen yaygın sağlık sorunları arasında yer alır.
Devamını OkuKalça ve Diz Protezi
Kalça ve diz protezi, eklem hastalıkları ve kireçlenme gibi sorunlar nedeniyle hareket kabiliyeti kısıtlanan, ağrı çeken ve günlük yaşam aktivitelerini yerine getirmekte zorlanan hastalar için uygulanan cerrahi tedavi yöntemleridir.
Devamını OkuDiz ve Kalçada Kırık
Diz ve kalçada kırıklar, özellikle yaşlı bireylerde ve travmaya maruz kalan kişilerde sıkça görülen ciddi ortopedik yaralanmalardır.
Devamını OkuGelişimsel Kalça Displazisi
Gelişimsel kalça displazisi (GKD), kalça ekleminin normal gelişimini tamamlayamaması sonucu ortaya çıkan bir durumdur.
Devamını OkuEklem Ağrılarında Kök Hücre Tedavisi
Eklem ağrıları, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen yaygın bir sağlık sorunudur. Günümüzde eklem ağrılarının tedavisinde birçok yöntem kullanılmaktadır, ancak kök hücre tedavisi, bu alanda umut verici bir yenilik olarak öne çıkmaktadır.
Devamını OkuTravma cerrahisi (üst ve alt ekstremite)
Ortopedik travma, vücudun herhangi bir yerindeki travmadan kaynaklanan kemik, eklem, kas, tendon ve bağları etkileyen her türlü yaralanmayı tanımlayan geniş bir terimdir. Terim geniş kapsamlıdır ve hastanın yaşamını doğrudan tehdit eden küçük kırıklara veya ciddi kırık kemiklere işaret edebilir.
Devamını OkuDiz Protezi
Diz protezi ameliyatı (ayrıca diz artroplastisi olarak da bilinir) diz eklemlerinde ciddi boyuttaki ağrının hafifletilmesine ve yeniden işlev görmesine yardımcı olabilir. Bir diz protezinin sizin için uygun olup olmadığını belirlerken, ortopedi cerrahı dizinizin hareket, stabilite ve güç aralığını değerlendirir. X ışınları, hasarın derecesini belirlemeye yardımcı olur.
Devamını OkuKalça Protezi
Kalça protezi, hasarlı bir kalça ekleminin (protez olarak bilinen) yapay bir protezle değiştirildiği yaygın bir ameliyat türüdür. Her yaştaki yetişkinler kalça protezi için düşünülebilir, ancak çoğu 60 ila 80 yaş arasındaki kişilerde gerçekleştirilir.
Devamını OkuSinir Sıkışması Ameliyatları
Sinir Sıkışması Ameliyatı, Boyun omurlarından köken alıp ele kadar uzanan ulnar, median ve radial isimli üç adet ana sinir vardır. En sık dirsek bölgesinde yer alan kubital tünelde sıkışmaktadır...
Devamını OkuSporcu Sağlığı ve Spor Yaralanmaları
Spor: Eğlence, yarışma, vücut geliştirme ve sağlık amacı ile kas-iskelet sistemi fonksiyonlarıyla yapılan bedensel hareketlerdir. Günümüzde profesyonel ve amatör olarak birçok insan tarafından çeşitli sporlar yapılmaktadır...
Devamını OkuPediatrik (Çocuk) Ortopedi Cerrahisi
Bir çocuğun kas-iskelet sistemi sorunları bir yetişkininkinden farklıdır. Çocuklar hala büyüdüğü için, vücudun yaralanmalara, enfeksiyonlara ve deformitelere yanıtı, tam yetişkin bir kişide görülenden oldukça farklı olabilir. Bazen, bir çocukta sorun olduğu düşünülen şey, zamanla çözülecek bir büyüme varyasyonudur.
Devamını OkuKalça, Diz Protez ve Protez Revizyon Cerrahisi
Kalça, diz protezi en başarılı prosedürlerden biridir. Vakaların büyük çoğunluğunda, insanların kalça ve diz ağrısını zayıflatmadan daha aktif yaşamlar sürmesini sağlar.Bazı durumlarda bu cerrahi müdahalenin tekrarlanması gerekebilir. Bu meydana geldiğinde, doktorunuz orijinal protez parçalarının bir kısmını veya tamamını çıkarmak ve yenileriyle değiştirmek için ikinci bir ameliyat yapmanızı önerebilir. Bu işleme revizyon protezi denir.
Devamını OkuOrtopedik Tümör Cerrahisi
Ortopedik onkoloji (kas-iskelet sistemi tümörü olarak da adlandırılır), kas-iskelet sistemi tümörlerinin değerlendirilmesini ve tedavisini içeren bir ortopedi uzmanlığıdır.Kas-iskelet sistemi tümörlerinin tedavisi tümör tipine göre değişir. Birçok iyi huylu tümör basitçe izlenebilir ve herhangi bir ameliyat gerektirmez.
Devamını OkuOmuz Protezi
Omuz çok hareketli bir eklem olması nedeniyle sıklıkla sakatlıklara maruz kalır ve bunun sonucunda ağrı, hassasiyet, zayıflık, gevşeklik ve hareket kısıtlılığı gelişebilir. İyi bir muayene ve gerekli tanı yöntemleri sonrasında problemin tam olarak ne olduğunu anlamak ve tedavi etmek amacıyla omuz artroskopisi gerekebilir.
Devamını OkuMenisküs Nedir?
Menisküs, eklem içinde bir amortisör görevi gören disk şeklindeki bir kıkırdak parçasıdır. Her diz, uyluk kemiğinin dış düğmesinin altında bir yan menisküs ve uyluk kemiğinin iç düğmesinin altında bir orta menisküs içerir.
Devamını OkuDeformite Ameliyatları
Omurga vücudumuzun üst kısmına stabilite sağlar. Vücudu dik tutmaya yardımcı olur. Düz bir çizgide görünen omur denilen düzensiz şekilli birkaç kemikten oluşur. Omurganın yandan bakıldığında iki yumuşak eğrisi vardır ve önden bakıldığında düz görünmektedir. Bu eğriler deforme olduğunda sırt ağrısı, solunum güçlüğü ve yorgunluk gibi belirgin sorunlar ortaya çıkabilir ve durum deformite olarak kabul edilir.
Devamını OkuArtroskopik (Kapalı) Diz Ameliyatları
Diz ile ilgili sorunların teşhis ve tedavisinde en sık kullanılan yöntem Artroskopidir. Özellikle menisküs yırtıkları, çapraz bağların yırtıkları, kıkırdak problemleri ve erken dönem kireçlenme bu yöntemle en sık tedavi edilen sorunlardır. Hastanemizde bu yöntemle ameliyatlar kapalı ve hızlı bir şekilde yapılabilmekte, normal yaşantıya dönüş çok daha kısa sürmektedir.
Devamını OkuÇapraz Bağ Yırtığı Nedir?
Normal koşullarda ön ve arka çapraz bağlar en zorlu hareketler sırasında dahi diz eklemini korur. Fakat beklenmedik bazı durumlarda ve ekleme sert darbeler geldiğinde, özellikle diz eklemini kendi etrafında dönmeye zorlayan travmalar sırasında bu bağlarda zedelenmeler ve yırtıklar oluşabilir.
Devamını OkuArtroskopik (Kapalı) Omuz Ameliyatları
Omuz çok hareketli bir eklem olması nedeniyle sıklıkla sakatlıklara maruz kalır ve bunun sonucunda ağrı, hassasiyet, zayıflık, gevşeklik ve hareket kısıtlılığı gelişebilir. İyi bir muayene ve gerekli tanı yöntemleri sonrasında problemin tam olarak ne olduğunu anlamak ve tedavi etmek amacıyla omuz artroskopisi gerekebilir...
Devamını OkuArtroskopik Ayak Bileği Ameliyatları
Genellikle ayak bileğinin ön kısmına açılan 3 ile 5 mm arası 2-3 adet küçük kesi aracılığıyla ayak bileği artroskopisi gerçekleştirilebilir. Bu yöntemle çeşitli yumuşak doku problemleri, erken dönem kireçlenme, kıkırdak yaralanmaları, tendon sıkışmaları, ödem tedavisi ve eklem içi serbest parçaların çıkarılması gibi ameliyatlar gerçekleştirilebilir.
Devamını OkuKamburluk (Ankilozan Spondilit)
Ankilozan spondilit (Kamburluk), omurganızdaki eklemleri etkileyen inflamatuar bir durumdur. Spondilit basitçe omurganın iltihaplanması anlamına gelir.
Devamını OkuDiz Protezi Ameliyatları
Diz protezi ameliyatları ile ileri derece hastalıklı dizlerde ağrının giderilmesi ve fonksiyonun geri kazanılması sağlanabilir. Diz protezi ameliyatı ile eklemdeki hasarlı kemik ve kartilaj temizlenerek özel metal alaşımlarından ve diğer bileşenlerden oluşan protez ile yer değiştirilir...
Devamını Oku